Özgecan Aslan İlk Değil Son Olsun
Özgecan ASLAN daha 20 yaşındaydı.. Tec avüz edildi… Bıçaklandı… Yakıldı…
En temel hak olan insanlık onurunun ayaklar altına alınması kabul ve tasvip edilemez esef verici bir durumdur. Bu durum kimler tarafından yetkisi ve etkisi ne olursa olsun yapılırsa kabul edilmemeli adli, idari soruşturma, ceza ve toplumsal olarak da büyük bir refleks ile dışa vurulmalıdır. Dışa vurumdan kastımız elbette şiddet argümanları değildir. Yazısız hukuk olarak adlandırılan ve toplumun binlerce yıllık kültür ve geleneğinde mevcut olan ahlaki normlar ve tepkilerinde söz ediyoruz.
Kadına ve çocuğa yönelik cinsel istismar ve şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez. Erkek egemen zihniyet ile toplumun en zayıf halkası olarak görülen kadın ve çocuklara dönük baskı kurma, istismar etme, tacizde bulunma, tecavüz etme anlayışı çirkin ve kınanması gereken bir anlayıştır. Toplumun inşasında en önemli aktör olan kadını ve geleceğimiz olan çocukları zayıf görerek onlar üzerinde çirkinliğe gitmek en büyük hak ihlalidir, çirkefliktir.
Toplumsal olarak bu tür olayların her zaman ve her yerde olabileceği olgusu gerçek iken, doğru bir yaklaşım değildir ve normal olarak karşılanamaz. İnsan sosyal bir varlıktır ve toplu olarak yaşama gereksinimi vardır. Toplumların olduğu her yerde sorunlar olur. Bu inkar edilemez.
Türkiye toplumu olarak ciddi anlamda büyük toplumsal travmalar yaşadık, yaşatıldı. Askeri darbeler ile, devlet adına kendini devlet yerine koyan yasadışı örgütlenmeler tarafından vs. tüm bu olumsuzluklar ve dengesizlikler ülkenin geleceği anlamında büyük kayıplara yol açtı açmaya devam ediyor. Özellikle bir zamanlar ceza hukukumuzda olan ve şu an itibari ile de bazı konularda varlığı davam eden, ekmek çalana yıllar, banka soyanlara günler verilen cezalar karşısında, kadın cinayetlerine tahrik var adı altında gidilen ceza indirimlerine vs. Bir toplum bir günde tüm insani değerlerini yitirmiyor keza kazanmıyor da. İşte toplumsal olarak birçok nedenin varlığı, toplumsal bir ahlaki çöküntüyü de beraberinde getiriyor ve olmaması gereken birçok şey doğal karşılanıyor. Hatta bu, ölümlerin bile doğal karşılanmasına neden oluyor. Yaşam hakkı en temel ve kutsal bir haktır. Engellenmesinin, ortadan kaldırılmasının mümkün olduğu bir yerde bu hakkın ortadan kaldırılmasının doğal karşılanması özünde toplumsal olarak nerede olduğumuzu gösteriyor.
Bizler çok açık bir dil ile ifade ediyoruz. Çocuk ve kadın istismarı bir insanlık suçudur. Bu konuda bir daha böylesi vakaların gerçekleşmemesi için tüm duyarlı kesimlere, sivil ve resmi makamlara büyük görevler düşüyor. Bu konuda ideolojisi, dini inancı, dili ve kültürü ne olursa olsun tecavüz ve istismar anlayışına dur demelidir. Karşı koymalıdır. Suçluların hem adli hem de toplumsal olarak hak ettiği cezayı almaları sağlanmalıdır. Salt adli cezalar caydırıcı olmamaktadır.
Özgecan ASLAN ilk değil son olsun
ECZANE TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ, SOSYAL VE KÜLTÜREL GELİŞİM DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU ADINA BAŞKAN
HABEŞ ANIK