Bazıları Mezun Olsa da ECZACI Olamıyor
Değerli eczacılarımız ve meslektaşlarımız;
Eczacılık mesleği geçmişten günümüze halkın tüm sorunlarına, dertlerine çözüm bulmaya çalışan halkın göz bebeği ve saygınlığı içinde yer alan bir meslektir. Gerek eczacılarımız olsun gerek ise eczane teknisyenleri olarak güler yüzlü, ve insan odaklı yaklaşımlarımız ile halkımıza en yetkin hizmeti yüzyıllardır vermekteyiz.
Takdir odur ki bir eczacı tarafından bir dergide şuursuz ve vasıfsızca çirkin ithamlarla karşılaştık. Başlığında bile aslında kendi yaklaşımını, kişiliğini yansıtan bir üslup kullanmış. “En Büyük Yaramız: Eleman”
Başlıkta da belirttiğimiz gibi BAZILARI MEZUN OLSA DA ECZACI MALESEF OLAMIYOR. Ticari hayatına başladığı günden bu yana sadece ve sadece eczanesinin parasal faktörünü düşünen ve hayatı boyunca kendi kişiliğine hiç bir şey katma ihtiyacı duymayan işletme yöneticileri (bu hangi meslek olursa olsun) genellikle üslubu ve akli düşünceleri ile çevresine zarar vermeye başlar ve bir süre sonra bu zararı kendine verdiğinin farkına varmaz.
Değerli bir eğitmen olan ve çokça kez çalışmalar yaptığımız MEHMET KOCABAŞ hocamızın ismini de kullanarak bazı atıflar kullanmış ben de hocamızın bir sözünü belirtmek zorunda hissediyorum. Mehmet hocamız aslında der ki “Kendilerine değer verildiğini düşünen çalışanlar, yöneticilerine daha çok güven duyar.”
Ayrıca ÜSTÜN DÖKMEN hocamızın da dediği gibi “Çalışanların fikir ve önerilerine saygı duymak, onların yaratıcılıklarını desteklemek, yeri geldiğinde hiyerarşi göz önünde bulundurulmadan iltifat etmek büyük değişimlerin kapısını açan unsurlardır” demektedir.
Şimdi şöyle bir düşünelim.
ECZANELERİN ÇALIŞMA ŞARTLARI
Eczanelerimizde cumartesi günleri de dahil olmak üzere sabah 8:30 akşam 19:30 saatleri arasında hizmet verilir. Hizmet şartları İl Sağlık Müdürlüğü onayı ile eczacı odaları tarafından belirlenir. Bir eczane çalışanı 19:30 sonrası sosyal hayatına başlar büyük şehirlerde bu sosyal hayata başlama biraz daha gecikiyor trafik vb.. durumlar sebebiyle. Eczane çalışanı anlaşması gereği mutlaka bu saatler arasında eczanede bulunur. Nöbetlerde aynı günün gecesi sabaha kadar çalışır ve ertesi günde çalışmaya devam eder. Nöbete kaldığı için herhangi bir prim almaz. (Bazı eczacılarımız bu primi mutlaka verir.) Bunun sebebi ise işe girerken böyle anlaşılmıştır. Bazı işletmelerde ise ki hemen hemen eczanelerin tamamında maaş üzerinden sigorta yapılmaz asgari ücret üzerinden sigorta yapılır. Bazı eczanelerde ise sigorta hiç yapılmaz. (Sanırsınız Nazi Kampı). Bunu sorgulama hakkı eczane çalışanına verilmez.
Şimdi bu ECZ. (Eczacı diyemiyorum) bu durumları düzenlenmesi konusunda dergi köşelerinde, aklında, fikrinde bunları yazmaz, düşünmez çünkü neden staj yaptğı eczanelerde dahil her yerde sistem bu şekilde organize edilmiştir. Tüm eczacı odası çalışmalarında, seminerlerinde bu şekilde anlatılmıştır. İşte başta da dediğim gibi hayatı boyunca insanlığın, eczacılığın iyi bir noktaya ulaşmasını sağlamak adına fikirsel, düşüncesel, hümanist yaklaşımları kendine görev edinmek, insan kazanmak yerine böyle çıkıp sağda solda mesnetsizce (EN BÜYÜK YARAMIZ: ELEMAN) hareket eder.
21. Yüzyılın henüz başında olmamıza rağmen ve teknolojinin bu kadar gelişmiş olmasına rağmen elinde her türlü maddi, sosyal imkan varken kendini eğitemeyen insanların, eczacılık mesleğinin saygınlığını yitirmesine sebep olması aslında en büyük yaramız.
Eczane çalışanına hiç bir hakkını doğru dürüst vermeyen, sosyal hayatını umursamayan yaşam biçimlerini geliştirmesine destek olmayan, 5 dakikalık izin için dahi surat asan, insanlığın gelişmesine katkısı olmayan kişilerin bu tip yazılarına zaten hiç kimsenin itibar etmeyeceğini umuyorum.
BİR ÖZÜR
Eczacılık mesleği ile aynı yazı dizgisi içinde kullandığım kelimeler için mesleğimizden özür diliyorum. (Kişilerden değil)
DAHA GÜZEL BİR ECZACILIK MESLEĞİ UMUDUYLA
Habeş ANIK
ETD Yönetim Kurulu Başkanı