Akciğer kanseri tedavisinde akıllı ilaç dönemi
Akciğer kanseri, tüm kanser türleri arasında yaşamı tehdit edici özelliğe sahip olan türdür. Hastalığı diğer türlerden ayıran en önemli faktörler; erken evrede belirti vermemesi, bazı kanser türlerinde olduğu gibi koruyucu tetkik ve tahlillerle saptanamaması ve check-up programlarında rastlantısal olarak görülmesidir.
Sigara kullanımının % 90 oranında etkili olduğu akciğer kanserinin tedavisinde son yıllarda uygulanan tedaviler, hem hasta hem de doktor açısından başarılı sonuçlar vermektedir. Tedavide ağızdan hap şeklinde alınan ve hedefe yönelik etkisi bulunan akıllı ilaçların kullanılmaya başlanması, hastaların yaşam süresini ciddi oranda artmaktadır.
TÜMÖRE GÖRE TEDAVİ
Özellikle son 5 yılda akciğer kanserinin genetik yapısında, özellikle hücrede yer alan kansere yatkınlık sağlayan tümör genlerinde aşırı birikme veya yapısal değişiklikler (mutasyonlar) tedavide yol gösterici olmuştur.
Normal akciğer hücresinin dengesini bozan ve kanserleşmesine neden olan yollara yönelik geliştirilen akıllı moleküller (ilaçlar) sayesinde hastaların yaşamları uzamaktadır. Son derece kolay uygulanabilen antikor (aşı) niteliğinde ve kemoterapinin gücünü artıran damardan uygulanan ilaçlar, küçük molekül olarak bilinen ve kanserli hücrenin içine girerek, kanserli hücrenin canlı kalmasına neden olan anormalleşen yolları engelleyen hap şeklinde ilaçlar sayesinde oldukça başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
BİREYE ÖZGÜ YÖNTEM
Akciğer kanserinin tedavisindeki yeni gelişmeler, küçük hücreli olmayan türünü ilgilendirmektedir. Bu gelişmeler sayesinde neredeyse hastaların %50’sinden fazlasına, daha doğru ve bireye özgü yöntemler ile tedavi olanağı sunulmaktadır. Akciğer kanseriyle karşı karşıya kalan bireyin tümör dokusuna yönelik yapılacak kapsamlı genetik analizler de, tedavi kararının en önemli belirleyicisidir. Genetik analizler sonrası akıllı ilaçlar ve yöntemler için uygun olan hastalarda kimi zaman kemoterapi uygulamaya bile gerek kalmadan, doğrudan bu küçük moleküller ile tedaviye başlanabilmekte ve olumlu sonuçlar alınabilmektedir.
Kaynak: aksam.com.tr/ Prof. Dr. Mustafa Özdoğan