Rekabet Kurumu 3 Yıl Sonra İlaç Sektörü Raporunu Açıkladı
İlaç sektörüne yönelik başvuru ve şikayetler üzerine daha önce çok sayıda incelemede bulunan Rekabet Kurumu, yaklaşık 3 yıl süren çalışmanın ardından sektör raporunu tamamladı.
Rekabet Kurumu, raporda, “SGK’dan aylık alan kişilerden ilaç katılım payının kaynaktan kesilmesi uygulamasına son verilmeli, katılım payı doğrudan ilgililerden ve eczanelerden tahsil edilmeli” görüşüne yer verdi.
Sektör araştırması ile ilaç piyasasına dönük rekabeti engelleyici nitelikteki yapısal sorunlar tespit edildi ve bunların ne şekilde düzeltilebileceğine ilişkin görüş ve öneriler, yurt dışı uygulamalar çerçevesinde ortaya konuldu.
Raporla sektörün daha verimli, etkin ve iktisadi prensiplere göre çalışmasını sağlamaya yönelik politika önerileri üretildi. Bunlar ilgili mercilere iletilecek.
Ayrıca sektörde rekabetin geliştirilmesiyle kamu ve tüketici cephesinde tasarruf sağlanması, böylece sağlık politikasının sürdürülebilirliğine katkıda bulunulması da çalışmanın başlıca hedefleri arasında yer aldı.
Sektör araştırmasında, AB Komisyonunun sektör araştırması yakından takip edildi. Sonraki aşamada ise Türkiye ilaç piyasasına yönelik bilgi edinmek amacıyla; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği, İlaç ve Kimya Endüstrisi İşverenler Sendikası, Türkiye İlaç Sanayi Derneği, Ecza Depocuları Derneği ve İhaleci Ecza Depocuları Derneği ile görüşmeler yapıldı.
Araştırma kapsamında ayrıca Türk Tabipleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliğinin de görüşüne başvuruldu.
Tüketici fiyata duyarlı değil
Rapora göre, ilaç sektöründe fiyat rekabetine dair aksaklıklar bulunuyor. Fiyata en duyarlı olması beklenen nihai tüketici, ilaç piyasasında fiyata duyarlı değil veya fiyat duyarlılığı düşük seviyelerde. Bunun nedeni de tüketicinin ilaç harcamasının sınırlı bir kısmına katılması. Bu durumda, firmalar da talebi etkilemek amacıyla fiyat rekabeti yerine, doktorlara tanıtımlara ve eczacılara promosyon/kampanya uygulamaya yöneliyor. Doktorlar, nihai karar verici konumunda olmakla birlikte, fiyatlar konusunda bilgili ve dolayısıyla fiyata duyarlı değil. Eczaneler ise doğal olarak karlılığına göre davranıyor ve eşdeğer ilaç uygulaması dahilinde takdir hakkını kullandığında, kendisine en uygun alım koşullarının uygulandığı ürünü tercih ediyor.
Raporda, hastaların ilaca daha uygun koşullarda erişmesi ve ilaç piyasasında fiyat rekabetinin geliştirilmesi amacı doğrultusunda, bazı önerilerde bulunuldu.
İlaç Sektörü Raporunda Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu yönüyle bulunulan önerilerin bazıları şöyle:
“-Eczacı kar oranları, tüm fiyat aralıklarında kademeli hale getirilmeli,
-İlk jenerik ilaca belirli bir süre münhasırlık tanınmalı veya fiyat primi getirilmeli,
-İlaçlarla ilgili ve Türkiye’de geçerli olan tüm patent bilgilerinin bir araya getirilmesi için gerekli koordinasyon temin edilmeli,
-Markasız ilaçların pazara erişimi sağlanmalı.”
Sosyal Güvenlik Kurumu yönüyle
Sosyal Güvenlik Kurumu yönüyle getirilen öneriler ise şöyle sıralandı:
“-Reçete sahiplerine, katılım payı ve eşdeğer ilaç uygulamasıyla ilgili her reçete temini sırasında ve ayrıca genel bilgilendirmeler yapılmalı,
-SGK’dan aylık alan kişilerden katılım payının kaynaktan kesilmesi uygulamasına son verilmeli, katılım payı doğrudan ilgililerden ve eczanelerden tahsil edilmeli,
-Reçete katılım payı nispi hale getirilerek ilaç katılım payına eklenmeli,
-Eşdeğer ilaç grubunda en ucuz ilacın tercih edilmesi durumunda, katılım payı alınmamalı veya indirimli olarak alınmalı,
-Eczacılara yönelik önlemleri de içerecek şekilde en düşük fiyatlı ilacın teşviki yöntemleriyle desteklenmesi koşuluyla, reçetede ilaç adı yerine etkin madde yazılmalı.”
Bu arada, ilaç raporunun detaylı şekli, Antalya’da yarın düzenlenecek Rekabet Hukuku ve İktisadında Güncel Gelişmeler Sempozyumu’nda kamuoyu ile paylaşılacak.